Hayatını adalete adamak şahsi bir mesele değil, bir şahsiyet meselesidir.

Neden Türkiye’de kaliteli diziler çekilmiyor? Diziler neden kalıbını bozup, alışılmışın dışına çıkmıyor mesela? Basit bir rolü oynarken bile sıradan insanlar türlü türlü hikayeler yazabiliyorken, bizim senaristlerimiz neden basit aşklar ve töre dışında başka hikayeler yazamıyorlar?
Kitleye göre yapıyormuş. E kitleni değiştir o zaman, risk al. Sanat bu, ticaret değil ki.
İşte tam da bu noktada Puhutv’nin orijinal içeriği Şahsiyet adlı dizi gelecek vadediyor.
Son dönemin en başarılı internet dizileri arasında gösterilen Şahsiyet, usta işi bir yapım ve kaliteli oyunculuklarıyla göze çarpıyor. Senaryosu Hakan Günday’a ait dizinin başrolünde Haluk Bilginer yer alıyor.
Muhteşem oyunculuğuyla adından tekrar tekrar söz ettiren Bilginer, Şahsiyet dizisiyle ilk kez aday gösterildiği Uluslararası Emmy Ödüllerinde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ seçildi.

Nedir Bu Şahsiyet Dizisi?
Mahkemelerde adliye memuru olarak çalışan Agâh Bey emekli olmuştur ve Beyoğlu’ndaki evinde münzevi bir hayat yaşamaktadır. Eşini on sene önce kaybetmiştir. Çokça tanıdığı olsa da insanlardan pek hoşlanmadığından olsa gerek onlardan uzak bir yaşam sürmektedir. Daha sonra alzheimer olduğunu öğrenen Agâh Bey nasıl olsa hatırlamayacağını düşünerek kendi söylemiyle ‘’gereği düşünülmüş ama gereği yapılmamış’’ dosyaların peşine düşer ve seri katil olur.
Türkiye’de insanlar seri katil olmaz. Türkiye’de insanlar cinnet geçirir.
Alzheimer olduğunu öğrendiğinde Agâh Bey’in ağzından şu cümleler dökülür: ‘’ Bütün hatıralarım, yaşadıklarım silinip gidecek. Ben ne olacağım? Yani…telefon numaraları bir şey değil de, benim şahsiyetim ne olacak? O da silinip gitmeyecek mi? Nasıl bir adam olduğumu unutacağım. Yaşıyorsun ama yoksun. İnsan nasıl dayanır buna?’’
Hakan Günday güçlü kalemi ile ülkemizin çarpık bakış açısına, mahalle baskısına, hemen her kesimin payını aldığı ikiyüzlülüklerine, adam kayırma ve yozlaşmışlıklarına, dürüstlüğün, adaletin elinin kolunun nasıl bağlandığına dair çuvaldızı da hepimize batıran çok iyi tespitler yaparken neredeyse sloganlaşacak cümlelere imza atıyor.

..zaten ne demiş şair: ‘’Hayat hatıradır, unutursan ölürsün.”
Dizide sık sık kullanılan kelime “Hatırla”. Başta bu uyarı Agâh Bey için yapılıyormuş gibi geliyor. En sonunda ise anlıyoruz ki dizi “Hatırla” derken aslında bize, bu topraklarda yaşanan onlarca iç karartıcı gerçeği hatırlamamızı söylüyor. Gazetelerde okuduğumuz, yüreğimizi dağlayan son derece hassas bir konuya bağlanan hikaye çarpıcı ancak sorgulanabilir bir finalle noktalanıyor.
Bu gözler ne farklı senaryolar, ne farklı sonlar, ne farklı karakterler gördü. Ama Agâh Bey bi ayrı, değişik bir şeydi. O bize; Türk dizi sektörünün yavaş yavaş klişelerden kurtulduğunu, senaryosuyla, oyunculuğuyla, çekimleri, ışığı ve müzikleriyle,
Bir şahsiyete büründüğünün ispatı oldu.
Hem ülke gerçekleriyle yüzleşip hem de dizi tarihimizdeki ilk seri katili anlatan bir polisiye hikaye peşine takılmak isteyenlere şiddetle tavsiye ederim, iyi seyirler.
hakan günday kitapları da çok farklı ve ceylinim dediğin gibi haluk bilginer ile taçlandırılmış bir yapıt kesinlikle.
kesinlikle izleyeceğim dediğim bir eseri kesinlikle izlemem gerektiğinin kanıtı oldu yazın ceykuşum, teşekkür ediyorum <3