MERHAMET YOLSUZLUĞU

Varlığını duyumsadığımız çoğu şeyden mahrum yaşarız fakat duyumsamamıza rağmen herhangi bir varlık yoksa bu durumu kim yaratır?

Kendi var ettiğimiz sorunlarla yüzleşmenin her zaman daha sancılı olacağı bir gerçek. Çünkü tersi olarak var etmediğimiz sorunlarla ilgilenmek sorumluluklarımız arasında olmadığından kaçarak nefesimizi tüketmemiz gerekmez.

 Var olan sorunlarsa yok olana kadar yakamızı bırakmaz. Var olanı yok edecek tek kişi ise somutsallığı yaratanın kendisidir.

Peki ya bu yaratıcının kendi olduğunun farkında olan biri sorun yaratmaya devam eder mi? Eğer cevap evetse bu durum ne kadar etik bir durumdur?

Mesela evde babasıyla sorunlar yaşayan bir kız çocuğunu zihnimizde canlandıralım. Sorunlu baba, •¹biyolojik baba rolünü doldursa da doğru olan sembolik ve fantezik baba boşluğunu dolduramadığından kız çocuğu sevgi açlığı çeker ve arayışa çıkar. Babasıyla yaşadığı sorunların tekerrür etmesinden korkan genç zihin, en ideal rolü bulmak için aşk yerine deneme yanılma yolunu seçer.   Böylece hayatına onlarca kişi alan genç kız kalbinin daha fazla yaralanma ihtimalini artırır.

Fakat bu genç kız sevgi açlığı çektiği için böyle davrandığını fark eder ve buna rağmen deneme yanılma yolunda devam ederse yani kabaca ;yanınıza gelip: ben babamla çok sorun yaşıyorum bu yüzden de hayatıma alacağım bir kişinin yerini onlarca kişiyle dolduruyorum derse bu size ne kadar doğru gelir?

Fikrimce bu artık sevgi açlığı değil sevgi arsızlığı olarak adlandırılır.

İşte burada farkındalık etiksel sorunları yaratmaya başlar. Genç kız kendisiyle yüzleşmekten korktuğu için mi yoksa sevgi arayışını güdüsel hale getirdiği için mi buna devam eder? Ya da bunu kaçamayacağı bir karadelik gibi gördüğü için mi?

Milyon tane ihtimal sıralanabilir fakat maalesef bu ihtimallerin hiçbiri genç kızı etiksel boyuttan kurtarmaya yetmez.

Aslında bireyi buna iten, farkındalığın karşısında duran ahlaksızlığın güçsüzlüğüdür. Etik olmayan kendine bir yardakçı arar ve seçtiği yardakçı genellikle merhamettir.

Ne olursa olsun nefes alırken zorlanan birine yaşıyor musun diye sormak kabalığın en büyüğüdür. Bizim incinmişlere olan merhametimiz bütün etiklerin önüne geçer. Fakat hiçbir merhamet hakkı verilmedikçe sürekli olmaz. Bu yüzden merhamet dilencisi olan genç, bireylerin fazlalığının merhametin fazlalığı anlamına geldiğini düşünür. Böylece sürekli bir merhamete ihtiyaç da kalmaz ve farkındalığa yüz çevirecek gücü bulmuş olur. Kısacası genç kız içinde yatan tanrıça arzusunu ortaya çıkarıp farkındalığın karşısına merhameti atamıştır.

Peki siz hayatınızdaki farkındalıklara karşı nasıl bir sığınak seçiyorsunuz?


•¹(Freud’a göre kız çocuklarının üç baba figürü vardır. Biyolojik baba, sembolik baba ve fantezik baba. Kız çocukları babalarını idealize ederek hayat arkadaşını seçer. Doğru veya yanlış olması fark etmeksizin baba figürü nasılsa öyle birini hayatına almak için çabalar.)

2 Comments

  1. ben farkındalığıma bir sığınak arıyor muyumu düşündüm uzun süre bulamadım. genelde yasamam gereken duyguları her ne ise farkındayım yaşıyorum ve geçecek diye kıvamında yaşatmaya çalışıyorum kendime. felsefi cümlelerine sağlık zeynnn

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir