Nasıl olur da baktığımı görebilirim?

görmek veya görmemeyi seçmek, bence mesele bu

Bir kitap önerisi yazısı, aynı zamanda da bazı görüşlerimi paylaştığım bir yazı olacak olan bu yazıya hoş geldiniz.

Evet, nasıl bakılmalı sorusunun neye bakıldığına bağlı olduğunun varsayılması ve bunun görme kavramını etkilemesi üzerine belki de çoğumuz düşünmüşüzdür. “Bakmakla görmek ayrı şeylerdir.” Denilmiştir çoğumuza. Nedir ama görmek?

Birçok şeyin gözlerimizin önüne serildiği yaşantımızda bizi bazı şeyleri daha çok görmeye iten nedir?

Bana kalırsa bu soruya cevap vereceğimiz zaman bu cevap mutlak bir cevap olmayacaktır. İnsanın bakmak istediği yere bakıp onu görmesininse, benim kişisel cevabımın iskeletini oluşturduğunu söyleyebilirim. Ancak baktıkça anlam yükler ve görmeyi seçeriz. Bakmak anlık bir şeydir, görmekse uzun soluklu bir maceradır ve bu maceraya cesaret edebildiğimiz zaman kapılırız. Çünkü; sevmek, sevilmek, hayran olmak, hayran olunan olmak, nefret etmek gibi birçok durum gibi görmek de sorumluluk yükler insana. Bu sorumluluklardan kendimizi ayrı tutmadıkça görme eyleminin içinde gezinebiliriz diye düşünmekteyim.

Ve bazen de gördüklerimiz bizim için bir anlam ifade eder ama bu anlam içinde yaşadığımız yerle ve benlikle şekillenmiştir, ‘bu bir çilektir’ denmiştir ve biz de ona ‘evet bu bir çilektir’ demişizdir. Bir çilek fotoğrafı düşünün ve onun altına ‘bu bir armuttur’ yazıldığını, o zaman bir anda afallayacaktır değil mi mutlağa yaklaştırdığımız ve kanıksadığımız bilgi?

Çok sevdiğim bir ressam olan René Magritte’in epey hoşuma giden ve kitabımızda da kullanılan “Düşlerin Anahtarı” eserini aşağıya eklemek isterim.

Gelgelelim kitabımıza. 7 farklı denemeden oluşan bu eser eminim ki sanatseverlerin okuması gereken bir eser. 1 seneden fazladır okuyamamıştım ama denk geldi ve bitirdim şimdi. Ve özellikle bazı yerlerdeki benzetmeleri ve tespitleri çok ama çok beğendim. 1. denemede eserlerin tarihle olan ilişkisinin üzerinde ve tarih bilimine olan bakışın üzerinde duruluyor. Sonraki denemelerdeyse; nü resimler ve kadınların oradaki yeri, reklamlar, sanatın kendi içinde geçirdiği dönüşümler üzerinde duruluyor. Bazı bölümlerdeyse hiç yazı yok sadece görsel okuma yapmanız isteniyor. Kitabı bitirdiğiniz zamansa o görsellerin amacını anlıyorsunuz. Ve kitabın bitimiyse bitiş gibi olmuyor. Size bırakıyorlar sonunu. Çünkü bir tez savunması tarafı olmasına rağmen tarafsızlığa da iten yerleri vardı kitabın. Siz kendi görme hipotezinizi kurun ve bu hipotezin kitap sonu durumunu karşılaştırın bana kalırsa. Bahsedilen bakışın sanatsal bakış olduğunun altını çizmem gerekiyor. Ama sadece sanat eserine olan bakış dersem de aşırı kısıtlayıcı bir cümle kurup kendi bakış ve görüş hipotezime ters konuşabilirim :’) Bakışın ve görüşün belirli perspektiflerin çerçevesinde kalmaması gerektiğini düşünüyorum.

Son olarak, kitabımızdan 2 alıntı ve bir de yazıyı yazarken dinlediğim eseri paylaşıp bitirmek istiyorum yazıyı.

Bir şeyi gördükten hemen sonra, aynı zamanda kendimizin görülebileceğini de fark ederiz. Karşımızdakinin gözleri bizimkilerle birleşerek görünenler dünyasının bir parçası olduğumuza bütünüyle inandırır bizi.

sayfa 9

Utanmanın kuralları yalnızca din yasaklarından doğmuş ya da duygusal şeyler değildir: Burada gizemliliğin ortadan kalkışını da hesaba katmak gerekir.

sayfa 59

🐘

2 Comments

  1. Bakmak ile görmek arasındaki o ince farkı çok güzel sermişsin gözler önüne. O kadar açık ve güzel yazmışsın ki yazını sayende bakmakla yetinen bir çok insan bile görebilecek cümlelerindeki anlamları. Ayrıca alıntıları da her zaman o kadar güzel seçiyorsun ki şaşkına çeviriyor bizleri. Koskoca kitaptan bu alıntıları çıkarmak bakmakla olmaz, sen görmeyi iyi biliyorsun ve de güzel görüyorsun :). Pek kitap okuyamayan biri olmama rağmen dikkatimi çekti bu eser. Ölmeden önce okunması gereken kitaplar arasında ekliyorumm. Teşekkürler gaye5 <3

    • Görerek okumuş olman ve yaptığın güzel yorumun için asıl ben teşekkür ederim yutkuğcuk, mutlaka okumanı önerir ve okursan üzerine sohbet etmek çok isterim. Umarım görebilmeye devam edebiliriz, hayat böyle daha çok anlam kazanıyor ehe <3

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir